Adı Aras Bulut İynemli... Kanal D'de salı günü gala yapacak 'Öyle Bir Geçer Zaman ki' dizisinde evin büyük oğlu 'Mete'yi oynuyor. Ama ne oynamak... Döktürüyor.
Biraz Jude Law, biraz James Dean... Bu çocuğun adını bir kez daha buraya yazıyorum. Aras Bulut İynemli... İleride hatırlamanız için. Zira bu çocuktaki müthiş ışık ve enerji onu kısa zamanda zirveye taşıyacağa benziyor. "Öyle Bir Geçer Zaman ki"yi yayınlanmadan önce izleme fırsatım oldu. Eğer ilk 20 dakikadaki düşük temposuna tahammül edebilirseniz, daha sonraki müthiş mutfak sahnesiyle patlak veren ve giderek sizi içine çeken girdabına kapılabilirsiniz.
Ali Kaptan, zaten uzak olduğu karısını bir yabancı ile aldatıyor. Eve dönüşte karısı ve çocukları arasındaki mesafe giderek artıyor. Akarsu Ailesi büyük bir bunalımın içine düşüyor. Ve tüm bu olup bitenler, olaylardan en çok etkilenen kişi olan evin en küçük çocuğu 5 yaşındaki Osman'ın gözünden anlatılıyor. Erkan Petekkaya ve özellikle de Ayça Bingöl'ün verimli oyunculuğu iyi kullanılmış. Wilma Elles, rolüne "cuk" oturmuş. Meral Çetinkaya oynamıyor da sanki ders veriyor gibi.
Ama ille de Aras Bulut İymenli... Uzun yol kaptanı olan babasından uzak atlatmaya çalıştığı buluğ çağında bir gencin yalpalamalarını bütün ruhu ve gerçekliğiyle kameranın karşısına yığıyor. Ah bir de sinema filmi hassasiyetinde bir iş çıkaran yönetmen Zeynep Günay Tan ve yardımcıları, 1967 yılında o saçlarla hiçbir liseye girilemeyeceğini bilselermiş..
Aras Bulut İynemli (Mete): İlk bölümü izleyince tüylerim diken diken oldu
* Oyunculuğa nasıl başladınız?
- Ağabeyim tiyatrocu, ablam da ses sanatçısı. Ağabeyim beni cast ajansına yazdırmıştı, reklamlarda oynuyordum. Ama annem “Evde zaten iki sanatçı var” diyerek, okulda da iyi bir öğrenci olduğum için başka bir mesleği tercih etmemi istedi. Ben de uçak mühendisliği bölümüne girdim. Hazırlık sınıfı bitti ama sanırım dizi için okulu donduracağım. Tabii bu sadece oyunculuk alanında kariyer yapacağım demek değil...
* “Öyle Bir Geçer Zaman ki” ekibine nasıl dahil oldunuz?
- Mete rolü için çok büyük bir çalışma yürütüyorlarmış. Ben bir reklam filminde İtalyan futbolcuyu canlandırmıştım. Yönetmenimiz Zeynep Günay Tan beni orada görüp beğenmiş. Deneme çekimine çağırdılar, gittim. “Bir hafta içinde arayacağız” dendi ve aradılar. Zeynep Hanım’la görüşmeye gittiğimde çok yoğun bir tempoda çalışacağımızı söyledi. Onun için bir karar vermem gerekiyordu. Bu dizi hem kendimi göstermem için iyi bir şans olacaktı hem de karakteri çok sevmiştim. Teklifi kabul ettim ve böylece ekibe dahil oldum.
* Mete biraz asi bir karakter galiba...
- Asi ama Berrin gibi bilinçli değil. Asabiyetinin nedeni tamamen ergenlik. Bir de babasıyla ilişkisi çok parlak değil. Baba sevgisi görmemiş ve sevgi görmedikçe de hırçınlaşıyor.
* Ön hazırlık gerekti mi bu rol için?
- 20 yaşındayım, bu nedenle 1960’lı yılları araştırmam gerekiyordu. Yaşamadığımız o yılları öğrenmek için kitaplar okuduk, filmler izledik, ayrıca çekimlerden üç ay önce yönetmenimiz ve senaristimizle birlikte rollere hazırlanmaya başladık.
* İlk bölümü izleyince ne hissettiniz?
- Tüylerim diken diken oldu. “İyi ki bu projenin içindeyim” dedim. Böyle kaliteli bir ekiple bu işi yapıyor olmak çok gurur verici.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder